Selman Akıl- Sanat yazarı
Selman Akıl Hakkında ![](https://art4critic.wordpress.com/wp-content/uploads/2017/12/adminatsanatonlinenet-68458-selman-akc4b1l.jpg?w=86&h=86)
(1986 yılında Batman’da doğdu. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi bölümünde lisansını tamamladıktan sonra 2013 yılında Paris VIII Vincennes – Saint-Denis Üniversitesi’de Çağdaş Felsefe ve Kültür Eleştirileri bölümünde “Gilles Deleuze’de azınlık kavramı ve çokkültürlülük politikaları” başlıklı tezini vererek yüksek lisansını tamamladı. 2014 yılından beri Fransızca ve İngilizceden freelance çeviriler yapmakta ve sanat üzerine yazılar yazmaktadır.)
YÜCEL DÖNMEZ RESMİNDE ORGANİK GLITCH
Hata, kayma, bozulma anlamlarına gelen glitch sözcüğü gün geçtikçe daha çok dijitalleşen dünyada sıkça karşımıza çıkmakta ve bugün oldukça popüler bir estetik biçim olarak yaygınlık kazanmış durumda. Dünyanın bir çok yerinde bazı ressamlar bütünüyle dijital alanın içinden doğmuş ve dolayısıyla yeni medya sanatının bir parçası sayılan bir sanat akımı ve estetik biçim olan glitch sanatı estetiğini kullanarak, tuval resimleri yapmakta. Bu ressamların bir çoğu bilgisayarlarla dijital alanda üretilmiş glitch imgeleri karşılarına alarak, boyalarla bu imgelerin analog yeniden üretimlerini gerçekleştiriyorlar. Böylece, glitch estetiğini bir nesne temsili olarak, analog bir şekilde yeniden üretiyorlar. Buna karşın, Yücel Dönmez’in resimlerinde glitch sanatının henüz doğmadığı bir dönemden başlayarak, resim sanatının kendi tarihsel ve teknik dinamikleri çerçevesinde, glitchin ya da bazı glitch öğelerinin, tuvalde oluşumuna tanıklık ediyoruz ve bu tanıklık, resim sanatının kendi dinamiklerinden doğan bir süreci gösterdiğinden daha bir önem taşıyor.
Yücel Dönmez- Polyüretan heykel ve tuvalde Glitch etkili resim.
Gilles Deleuze, Francis Bacon üzerine yazdığı Duyumsamanın Mantığı kitabında ressamın mücadelesiyle özgün figürün doğmasının kilit noktası olarak gördüğü ve kaos-tohum olarak ifade ettiği diyagrama üç farklı yaklaşım çerçevesiyle üç resim geleneğinden söz eder. Birincisi ve Deleuze’ün üzerinde en fazla durduğu ressamın aynı anda hem bir kaos hem de figür için bir tohum olan diyagramla özgün figür ürettiği gelenek, ki Francis Bacon da buraya dahildir. İkincisi, diyagramın tüm resmi kapladığı soyut ekspresyonizm ve action painting gelenekleri. Üçüncüsü, Yücel Dönmez resimleri bağlamında daha çok üzerinde duracağımız olacak olan, diyagramın yerini sembolik koda bırakarak dijital bir yapı oluşturan soyut resim. Elbette her üç gelenekte de, üretimleri esnasında farklı vurgular yaparak kendi özel “dil” ve “deyişlerini” oluşturan ressamlar mevcut. Gilles Deleuze’ün resim sanatına dair oluşturduğu bu kategori ve bu kategorileri oluşturan süreçler ve onların içerikleri Yücel Dönmez’in resimleriyle oldukça örtüşmekte.
Yücel Dönmez heykeli- 3 farklı görünüş
İlkin tuvale ressamın ne yapacağına karar verdiği an bağlamıyla örtüşmekte. Yücel Dönmez’in ilk andan itibaren yeni ve farklı bir şey yapmaya karar verdiği an ile Deleuze’ün resmin, ressam daha resim yapmaya başlamadan önce ressamın kafasında ve boş tuvalin üzerinde yer alan sonsuz klişeleri süpürerek, kendi resmini yapmasına dayandığını söylediği nokta bağlamında örtüşmekte. Yücel Dönmez henüz daha ilk başlarda böyle bir kararla başlar kendi resim çizgisini oluşturmaya: Bütünüyle yeni ve kendine özgü bir tarz olacaktır, aynı zamanda geleneksel ve çağdaş olacaktır. Bu nedenle ilk dönemlerde yaptığı resimleri “çağdaş ebru” olarak tanımlar. Figüratif geleneği bir kenara bırakır, ebru gibi geleneksel bir alana yönelir, bunun üzerinden yeni teknik ve biçimsel öğeler geliştirir ve ister kültürel ister teknik klişeleri daha resme başlamadan önce tuvalinden süpürür. Bir sonraki süreç de yaklaşımının ve malzemesinin sağladığı olanaklarla tuvalde kendi görsel deyişlerini bulmaktır.
Yücel Dönmez- Tuval üzeri akrilik100X120 cm
Yücel Dönmez resimlerinde bu deyişler, ister kültürel klişeye ve figüratif geleneğe karşı aldığı konum, ister ebru sanatının organik doğasıyla kurulan ilişki bağlamında Gilles Deleuze’ün dijital olarak kategorilendirdiği soyut resme ilişkin bir duruma gelmektedir. Gilles Deleuze için soyut resimin dili ruhanilik formatında programlanmış bir sembolik ikili kod olarak işleyen bir dijital dildir, aynı zamanda bu dijital dil sanatçının ellerinden ziyade gözleri üzerinden yapılanan bir oluşumdur. Diyagramın burada yeri yoktur. Diyagram figürün kaos-tohumudur ve sanatçı elleriyle bu görsel kaos, bu şans eseri kaza, bu hatadan özgün figürünü doğurur. Soyut ekspresyonizm ve action painting özellikle, örneğin, el merkezde olarak bu kaosun bütün resmi kaplamasıdır. Buradaki dil biçimsel benzerlikler üzerine kurulu analojik bir dildir. Ne var ki burada dijitalin Matematiksel İletişim Teorisi bağlamında yapı ve işleyişini düşündüğümüzde Deleuze’den farklı olarak buradaki kaos ile yine dijital arasında doğrudan bir ilişki olduğunu da görebiliriz. Dijital iletişimin kökünü oluşturan ve bu teoride iletilen mesajın düzensizlikle kapasitesinin artırılması anlamına gelen entropi kavramını buradaki kaos olarak düşünebiliriz. Yine informatik teoride teknik olarak dijital araçlarda karşımıza çıkan glitchlerin sebebi de yine bu kaos ya da entropidir.
Yücel Dönmez’in resimlerini bu yaklaşım çerçevesinde düşündüğümüzde, onun resimlerini dijital bir yüzey üzerine kurulu ama kaos-tohumun tümüyle dışlanmayıp bu yüzeye entegrasyonunun sağlandığı bir resim olarak düşünebiliriz. Dolayısıyla onun resmi, Deleuze’ün yapmış olduğu kategoride hem soyut resim hem de soyut expresyonizm özelliklerini taşımaktadır. Burada Yücel Dönmez resimlerinin çıkış noktalarından biri olarak ebru sanatı gibi organik bir yapısı olan gelenekten başlamış olması da belirleyicidir diyebiliriz. Organik olan taşıdığı akışkanlık özelliğiyle dijitalin özelliğini yansıtır. Dijital sadece program değildir, dijital mesaj aktarımıdır, mesaj aktarımındaki düzensizlik, entropidir. Ebru sanatı organik bir yüzey üzerine işlenen bir programdır, soyut resim ise tuval yani somut eksende inorganik bir yüzey üzerine işlenen bir programdır. Yücel Dönmez ise tuvali organik bir yüzey olarak ele alır, akışları diyagramlara, diyagramları akışlara devşirir. Kaos-tohum soyut ekspresyonizmde olduğu gibi tüm resme yayılmaz, akışkan ama dingin bir yüzey olarak alt bir tabaka olarak durur, bütün resme hükmetmez, dijital kodlara dönmek için ressamın gözlerinin dokunuşunu bekler ve daha sonra bu dokunuşları takip eder. Onun resimlerinde, spiritüel formattaki program soyut resmin genelinde olduğu gibi dışarıdan tuvale yansımaz daha çok alt tabakadaki kaos-tohumdan tuvalin yüzeyine çekilen dijital kodlarla oluşur. Ve artık bu dijital kodlar düzenlerini tuvalin yüzeyinde kazandıklarından hem yapı hem de görsel nitelik bakımından glitch özellikleri gösterirler.
Yücel Dönmez- Heykel
Resim sanatında glitch öğelerini kullanan bir diğer sanatçı Gerard Richter’dir. Fakat Richter daha çok fotoğraflar üzerinden işlerini üretmiştir. Bilgisayarlarla işlerini üreten glitch sanatçıları da işlerini fotoğraflara glitchler uygulayıp kompozisyonlar oluşturarak glitch sanatını gerçekleştirirler. İster Richter’in yaptığı gibi resim sanatında ister bilgisayarlarla olsun fotoğraflar üzerinden gerçekleştirilen glitchler, fotoğraf gibi mükemmel temsili sunan bir medyum için dijital alanda yukarıda söz ettiğimiz enformatik entropinin yüzeye çıkarılıp görünür kılınması söz konusudur. Yücel Dönmez’de ne var ki fotoğrafın oluşturduğu böyle bir ara yüze gerek yoktur. Soyut eksperesyonzmin yüzeyini oluşturan kaos-tohum ebru sanatında olduğu gibi organik bir yüzey olarak enformatik teorideki entropi nitelikleriyle bir alt tabaka oluşturur ve Yücel Dönmez buradan dijital kodları çekerek manüel glitchlerle soyut resmin spiritüel programını bütünsel kompozisyonda gözü aktif tutarak gerçekleştirir.
Leave a comment